28 Nisan 2012 Cumartesi

Kağıda yazılır hikayelerimiz

Taraf, 28 Nisan 2012



Bu heykeller kâğıttan. Kimi merdiven çıkıyor, kimi koltuğa oturuyor. Hepsinin bir anlamı var ve hikâye “Günlerden Bir Gün” diye başlıyor.


Kâğıt tekniğiyle benzerine az rastlanır figüratif heykeller üreten Esma Paçal Turam’ın yeni sergisi Galeri Apel’de açıldı. Turam, işlerinde metaforlarla konuşmayı seviyor. Merdiven, koltuk, şemsiye sıklıkla kullandığı objeler arasında. Merdiven hayatın iniş ve çıkışlarına işaret ediyor. Koltuk insanların mevki, pozisyon arayışına gönderme yapıyor. Şemsiye ise korunma ihtiyacının yansıması olarak karşımıza çıkıyor.

Her yaşadığı günün aslında olağandışı karşılaşmalar ve küçük küçük anlardan oluştuğunu nedense pek düşünmez insan. Bugün de, dün de ve muhtemelen yarın da öylesine yaşanıveren, “günlerden bir gün”dür. Ama ya öyle değilse? Esma Paçal Turam’ın işlerini bu yüzden seveceksiniz. Belki de o küçücük, havada asılı gibi duran zarafet timsali kâğıttan heykelciklere dokunmak; o sıradan günün kahramanları olan küçük insanların, bizlerin ve başkalarının hikâyelerini merak edeceksiniz.


Sıradan bir günde hikâyelerimiz

Esma Paçal Turam’ın işlerini en yalın biçimde kâğıttan figüratif heykeller olarak adlandırabiliriz. Oturan, dolaşan, yağmurdan kaçan, düşünen, sohbet eden, merdivenleri çıkan, inen, metroya yetişmeye çalışan incecik, uzun kâğıt figürler yapıyor Turam.

Galeri Apel’de 20 mayısa dek süren Günlerden Bir Gün adını verdiği sergide sıradan bir gün boyunca karşısına çıkan insanları ve onların hikâyelerini anlatıyor usulca. Tıpkı sergi için kaleme aldığı şu kısa metinde yazdığı gibi: “Yola çıkıyorum, yürüyorum uzun uzun/ Tanımadığım insanlarla karşılaşıp trafik ışığında bekliyorum/ Metro’ya biniyorum/ Binbir çeşit insanla, binbir çeşit düşünceyle birlikte yolculuk yapıyorum/ Hepimiz aynı yöne gidip ayrı noktalara ayrılıyoruz’’.

Esma Paçal’ın bembeyaz yüzlü, incecik insanları merdivenleri tırmanırken, şehrin “piyasa caddesi”nde turlarken bu coğrafyaya hem ait hem de değilmiş gibiler. Dünyanın herhangi bir mekânında, bambaşka bir ülkenin bilinmedik bir sokağında da benzer an’ların yaşanabileceğini söylemek istiyorlar bize adeta.


Kâğıt, hayatla beraber değişir

Esma Paçal’ın işlerinde izleyende hafiflik duygusu uyandıran bir şeyler de var. Bu, sanatçının en sevdiği malzeme olduğunu belirttiği kâğıttan ve onun beyaz, uçucu formundan kaynaklanıyor. Ama aynı zamanda Turam’ın dünyaya pozitif bakışıyla da yakından ilgili. Yaşama, insanlara da hep böyle baktığını söylüyor sanatçı. İnsanların hayat hikâyelerini merak ediyor, biyografi okumayı seviyor ve yaşanmış hikâyelerin içinde dolaşmaktan mutluluk duyuyor.

Kâğıtla çalışmaya 90’ların başında Avusturya’da başlayan ve o zamandan bu yana bu malzemeden hiç vazgeçmeyen Turam, dışardan kolay gibi görünse de, özellikle işler küçük boyutlu olunca, iki üç ayı bulabilen yorucu bir süreç yaşadığını anlatıyor. İşin sırrı her zaman kâğıtla doğru bir diyalog kurmakta saklı. Çünkü kâğıt da hayatın içinde değişen, yıllarla birlikte yaş alan bir malzeme. Kâğıt figürlerin yanı sıra, onların silikon desenleri ve bronza dönüşerek hayattan renkler alan işleriyle sanatçı son 10 yıllık üretiminin bir özetini sunuyor bu sergide.


Bir düdüklü tencere gibi

Heykel mezunu olan sanatçı 2000 yılında üniversiteden istifa ederek tüm üretimi enerjisini kendisine ve atölyesine vermiş. Çok sık kişisel sergi açmasa da yurtdışından davetler alan ve son yıllarda çeşitli grup sergilerine katılan Esma Paçal, kullandığı kâğıt tekniğinin tek ve biricik olması nedeniyle kısa bir süre önce ABD’de Columbia Üniversitesi’nden davet alarak burada ders de vermiş.

Seyahat etmekten, özellikle Çin, Hindistan, Uzakdoğu’dan büyük zevk aldığını söyleyen sanatçı, seyahatlerde biriktirdiklerini, dünyanın herhangi bir yerinde yaşadığı herhangi an’ı doğru zamanı gelince üretime ve işte bu heykellere dönüştürüyor. Kendi ifadesiyle o anlarda ‘sanki patlamak üzere olan bir düdüklü tencereymiş gibi’ oluyor.

Esma Paçal Turam’ın Günlerden Bir Gün sergisini izleyin. Sıradan bir günün ne kadar renkli olabileceğini kendi gözlerinizle göreceksiniz

25 Nisan 2012 Çarşamba

Hayatta kalmak için seks...Sarah ve Niki anlatıyor


Taraf, 25.04.2012

İngiltere’nin önde gelen aktivistlerinden Sarah Walker ve Niki Adams, yoksul kesimlerde seks işçiliğinin kadınların hayatta kalma stratejisi olduğunu söylüyor..

Seks işçiliği ve kadın hakları konusunda İngiltere’nin önde gelen aktivistlerinden, bir dönem seks işçiliği de yapmış Sarah Walker ve Niki Adams Taraf’a konuştu. Aktivistler, yoksul kesimlerde her 10 kadından dokuzunun yaşayabilmek için seks işçiliği yaptığını belirterek, seks işçiliğinin kadınların ‘hayatta kalma stratejisi’ olduğunu söyledi.

Dünyanın ekonomik açıdan en gelişmiş, insan hakları açısından örnek gösterilen, refah düzeyinin en yüksek olduğu ülkelerinden birinde yaşıyorsunuz ama çocuğunuza okul ayakkabısı alacak kadar paranız ya da daha kötüsü başınızı sokacağınız bir eviniz bile yok. Olasılıkların arasında günün birinde polisin kapınıza dayanıp o güne dek yaptığınız tüm birikimlere, eviniz de dahil, el koyma hakkı bile var. Bahsettiğimiz ülke Uganda veya Afganistan değil ‘güneşin batmadığı imparatorluk’ İngiltere.



Bir dönem onlar da seks işçiliği yaptı

Niki Adams ve Sarah Walker’ı dinledikçe insanın kulaklarına inanası gelmiyor. Bir zamanlar seks işçisi olarak çalışan bu iki kadın, bugün Londra merkezli bir kadın hareketinin önde gelen sözcüleri. Her ikisi de seks işçilerinin ve emeği ücretlendirilmeyen veya zor şartlarda çalışmak zorunda olan kadınlar için çalışan English Collective of Prostitutes (İngiliz Seks İşçileri Kolektifi) ve Global Women Strike (Global Kadın Direnişi) hareketinin üyeleri. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da gerçekleştirilen Awid Konferansı için İstanbul’a gelen Sarah ve Niki ile Sultanahmet’te ünlü bir turistik işletmenin kafesinde sohbet ediyoruz. Sarah, ABD kırsalında bir asker ailenin kızı olarak yetişmiş, evlenmek için 20’li yaşlarda ABD’yi terk edip İngiltere’ye yerleşmiş. Evlilik umduğu gibi gitmemiş, ayrıldığında beş parasız sokakta kalmış ve işte bu dönemde seks işçileri kolektifi ile tanışmış. Niki de bir dönem hayatını seks işçiliği yaparak kazanmış.



Devlet eliyle hayat boyu hapse mahkûmlar

Sarah, Global Women Strike hareketinin başarmak istediği en önemli hedefi askerî harcamalara giden paranın ücretsiz çalışmak zorunda kalan kadınlara aktarılması olarak tanımlıyor.