13 Mayıs 2009 Çarşamba

Terziler Sinagogu’ nda artık sanata ibadet ediliyor





(Bu yazı Taraf gazetesinin Pazar ekinde 17 Mayıs 2009'da yayınlandı)



Bankalar Caddesi’nin Karaköy girişinden devam eden yolda, ünlü Kamondo Merdivenleri’ni tırmanın ve merdivenlerin bitiminde sağdaki ikinci sokağa (Felek Sokak) sapın. Karşınıza çıkan yapıya biraz daha dikkatli bakmaya ne dersiniz?

Şehr-i İstanbul’un geçmişinden bugüne kalan sessiz ve kadim tanıklarından biridir gördüğünüz.

Eski adıyla Terziler Sinagogu, şimdiki ismiyle Schneidertempel Sanat Merkezi olan bu yapı, bugün tam 115 yaşında. Yaklaşık yüzyıl önce Aşkenaz Yahudilerinin ibadetlerini yerine getirdiği Schneidertempel, bugün artık sinagog olarak kullanılmıyor ancak sanat merkezi olarak 10. yılını doldurmuş bulunuyor.

Geçmişi 1894 yılına uzanan Schneidertempel’in sanat merkezine dönüştürülme fikrinin mimarları olan Tan Oral ve İzel Rozental’ın aklında öncelikle burayı bir mizah ve karikatür mekanına dönüştürmek varmış. Ancak Schneidertempel zaman içerisinde sergilerden okuma günlerine ve konserlere pek çok sanat etkinliğini de içine alan bir sanat merkezi halini almış.

Schneidertempel’in tarihinde ufak bir gezintiye çıktığımızda İstanbullu Yahudilerin kurmuş olduğu sinangoglar arasında nev-i şahsına münhasır bir yer edindiğini de görüyoruz. Aşkenaz Yahudileri’nin kurmuş olduğu terzilik loncasının girişimleriyle ve dönemin padişahı Sultan II. Abdülhamid'in özel fermanıyla açılan sinagog, bir ‘meslek ibadethanesi’ olarak bu coğrafyada, hatta belki de dünyada benzerine rastlanmayan bir örneği oluşturuyor.

Terzi loncasının topladığı para ve Saray’ın da desteğiyle inşa edilen mekan
8 Eylül 1894 tarihinde sinagog olarak hizmete girmiş. İbadet dili olan İbranice'de
"Bet Ha-Knesset Tofre Begadim" olarak da adlandırılan sinagog, Yidiş dilinde "Schneidertempel" ismiyle anılmaya başlanmış.

O yıllarda İstanbullu Aşkenaz Yahudi toplumunun ibadethaneleri sosyal statü açısından epey farklılıklar içeriyormuş. Yazar Robert Schild’in kaynaklarına dayanarak ulaştığımız bu bilgiler arasında varlıklı Aşkenazların daha çok Yüksek Kaldırım Sinagogu’na, zanatkaarların ise Schneidertempel’a devam ettiğini öğreniyoruz.

Ancak zamanla Aşkenaz nüfusun azalması ve beraberinde gelen sosyal ve sınıfsal değişimler ile birlikte meslek ibadethanesinin de önemini yavaş yavaş yitirmiş. Bina eskimeye, ibadete gelen cemaat birer birer azalmaya başlamış.

Schneidertempel’ın tarihin derinliklerinde kaybolmasını, cemaate mensup bir grup öncü insanın kurduğu Galata Aşkenaz Kültür Derneği önlemiş. Derneğin çabaları ve gönüllü girişimler sayesinde 115 yıllık bir tarih bugün İstanbul’un kültür yaşamının zenginliklerinden biri olmaya devam ediyor.


10 Yılda 70 Sergi Yetmemiş Olmalı !


1999 yılında yurtiçinden ve yurtdışından karikatür sanatçılarının katılımıyla düzenlenen ‘Yeni Bir Binyılın Eşiğinde İnançlar Sergisi’ ile kapılarını sanatseverlere açan Schneidertempel’in sanat merkezi olarak sahip olduğu 10 yıllık geçmişinde açılan sergi sayısı 70’i bulmuş.

Bu temadan hareketle oluşturulan ‘10 Yılda 70 Sergi’ seçkisinden örnekler, 14 Mayıs’ta açılan ve 1 Haziran’a dek sürecek olan sergide yer almakta.

Mekanda düzenlenen sergilerin danışmanlığını ve zaman zaman da ağır işçiliğini üstlenen Tan Oral ile hem 10. yılı hem de mekanın geçmişini konuşuyoruz. ‘’Schneidertempel adı verilen bir eski ibadethanenin, günün birinde onarılıp sanat merkezi haline getirilmesine tanıklık etmiş olmak benim için heyecan verici’’ diye anlatıyor Tan Oral.

‘’Bu kararı verenleri ve uygulamaya koyanları, başta derneğin kurucularından Maryo Frayman olmak üzere yürekten kutlamak gerekiyor. Schneidertempel’de bu 10 yıl içinde karikatür sanatına ilişkin eserlerin oluşturduğu 70 sergi gerçekleştirildi, pek çoğu da kitaplaştırıldı. Schneidertempel Sanat Merkezi’nin dönüşüm sürecine tanıklık etmekten, çizi-mizah sanatının bir hizmetlisi olarak mutluluk ve gurur duyduğumu belirtmeliyim’’.

İnanç, din, gelenek üzerine yaşanan keskin tartışmaların yaşandığı şu günlerde 10 yıl önceki açılış sergisi olan ‘Yeni Bir Binyılın Eşiğinde İnançlar’ dan da bir kesitin şimdi yeniden izleyicilerle buluşması anlamlı bir seçim.

Tan Oral, karikatürün işte tam da bu noktada bir çeşit işaret fişeği gibi, bazı meseleleri önceden sezinleyip gördüğünü söylüyor. On yıl önce İnançlar sergisini düzenlerken bu tür konuların o yıllarda toplumsal anlamda henüz tartışılmadığını ancak ta o günlerde bir catışma zeminine giden yolun da yavaş yavaş oluşmaya başladığını söylüyor Oral .

Ve karikatürün, özellikle hızlı değişimlerin yaşandığı bu çağda toplumsal sorunlara yönelik merakını hiç yitirmediğini ;mizahın bugün dünyanın bir çok yerinde yaşanan savaşların ve çatışmaların tartışılabilir ve bazen de yumuşatılabilir olmasında önemli bir işlev üstlendiğini sözlerine ekliyor.

Evet, Terziler Loncası’nın ibadet mekanı bugün bazen yüzleşmekten kaçındığımız sorunların sanat yoluyla tartışıldığı bir mekan bugün. Sizce de bundan daha iyi ibadet olmaz mı?