23 Nisan 2013 Salı

Masumiyet Mahallesi...

Masumiyet mahallesi - ÖZGÜR DUYGU DURGUN - 17.04.2013 Çukurcuma’daki Masumiyet Müzesi mahallenin bir parçası adeta. Hem de en sevilen parçası. Çünkü müze açıldığından beri esnafın işleri açılmış, mahallenin prestiji artmış http://www.taraf.com.tr/haber/masumiyet-mahallesi.htm Çukurcuma Caddesi Dalgıç Çıkmazı’na sapınca çıkmaz bir sokakta olduğunuzu hissetmezsiniz. Zira sokağın son yeni komşusu Masumiyet Müzesi buraya bir hayli hareket getirmiş; sokağı çıkmazlığından kurtarmış ve renklendirmiştir. Hafta sonları turistler, öğrenciler, İstanbul’u mesken tutmuş Batılı yabancılar, genç çiftler, kimi ararsanız buradadır. Geçen yıl bu mevsimde kapısını açan Masumiyet Müzesi, bu sokağın yeni sakini olduğundan bu yana ilgi odağı olmaya devam ededursun, Çukurcuma halkı Masumiyet Müzesi’nin varlığından pek memnun. Bilenler biliyor ama biz yine de ufak bir hatırlatma yapalım. Masumiyet Müzesi, Nobelli yazar Orhan Pamuk’un hem yazdığı hem de yaptığı bir müze. 1974’te başlayıp 2000’lere dek uzanan ve arka fonunda İstanbul’un yer aldığı bir aşk romanının mekânı olan Masumiyet Müzesi, romanda anlatılan kahramanların gördüğü, dokunduğu, hayal ettiği nesnelerin kurgulanmış halinden oluşuyor. Aslında müzeyi görmek için romanı okumanıza gerek yok. Yine de okuyanların müzeden aldığı keyfin bir başka olduğunu belirtelim. Nitekim biz ziyarete gittiğimizde müzeden çıkan genç Adanalı polis, gişedeki görevliye ısrarla soruyordu: “Abi her şey güzel de Kemal ile Füsun’un mezarları nerede, o söylenmemiş, sen biliyorsan söyle bari’’. İlk kez bir Orhan Pamuk kitabı okuduğunu söyleyen genç polis, eşinin ısrarıyla kitaba başlamış ve fırtına hızıyla okuyup iki günde bitirmiş. Müzede gördüklerinin kurgu olduğuna kesinlikle inanmayan polisi ikna etmeye çalışmak nafile. “Hayır” diyor, “Bence anlatılanların tümü gerçek, Füsun’un küpelerini bile gördüm!’’ Gişe görevlisi bana muzipçe bakıyor, çünkü az önce ona ziyaretçilerin en çok neyi merak ettiğini sormuştum. “İşte, aldın mı cevabını” der gibi bakışı ondan. Aslında genç polisin duygularını müzeyi ziyaret eden pek çok kişi paylaşıyor desek yanlış olmaz. Orhan Bey çok mütevazıdır Mahalleli de müzeden hoşnut, nasıl olmasın ki. Civardaki antikacı dükkânlarının müşterisi artmış; semtin prestiji yükselmiş. Müzeye dönen sokağın köşesindeki Mini Market’in sahibi Haydar Bey, “Ben bu müzenin inşaat zamanlarını biliyorum” diyor. “Daha müze açılmadan gelip soranlar olurdu, ne zaman açılacak diye. Çok eskiden müzenin olduğu binada bir Ermeni teyze otururmuş, ondan sonra da emekli bir bekçi yaşadı. Biz 80 yıllık Çukurcumalıyız. Ben Orhan Bey’i de iyi tanırım. Buradaki esnafın hâlini hatırını her zaman sorar, uğrar, “Kolay gelsin” der. Çok mütevazı biridir. Bu müze daha açılmamıştı, bakanlardan önce bize, mahalleliye gezdirdi Orhan Bey’’. Marketin sahibi Yahya Bey, Masumiyet Müzesi’ni gezmiş ve çok beğenmiş ama romanı henüz detaylı okumadığını söylüyor. “Geçenlerde bir grup öğrenci geldi” diye anlatmaya devam ediyor. “Habire binanın fotoğrafını çekiyorlar. Yanlarında da Orhan Pamuk duruyor. Orhan Bey’i tanımadılar. Fotoğrafa devam. Valla şoka girdim ben”. Binasını boyatan bile var Az ilerde, Çukurcuma’yı Cihangir’e bağlayan sokakta tezgâh açmış seyyar antikacı Selcan Bey var. Tezgâhında Samuray kılıcından tutun da Osmanlı dönemi silahlarına kadar çeşit çeşit ilginç eşya var. Mimar olup, çeşitli nedenlerden ötürü emekli olamadığı için hâlâ seyyar tezgâhta antikacılık yaptığını söyleyen 70’lerindeki Selcan Bey müzenin semti çok değiştirdiğini söylüyor. “İnsanlar müzeden sonra kendi apartmanlarına daha çok bakmaya başladı, özenir oldu. Binasını boyatanlar bile var” diye anlatıyor. Esnafın çoğu gibi o da müze için bir bakıma gönüllü hizmet verenlerden. Zira “ø kadar çok soran var ki. Bilhassa yabancılar çok soruyor. Eh ben de artık çat pat yabancı dil öğrendim böylelikle. Soranlara tarif ediyorum müzeyi. 150 metre aşağıda, soldaki kırmızı bina diyorum” Görünen o ki, Masumiyet Müzesi komşularıyla gayet güzel geçinip gidiyor. Hatta iyi geçinmekle kalmayıp semtin ve sakinlerinin hayatını küçük dokunuşlarla değiştiriyor.