18 Ocak 2012 Çarşamba

G20 Gezegeninde Kimler Yaşar?

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1075287&CategoryID=40

RADİKAL KİTAP

13/01/2012




Bahadır Kaleğası küresel düzen ve AB ile ilişkiler üzerine ufuk açıcı perspektifler sunuyor





ÖZGÜR DUYGU DURGUN






Uluslararası ilişkiler dengesi, aslında bir anlamda eksenler buluşması ya da ayrışmasıdır çoğu zaman. Dünya değiştikçe, ülkelerin, devletlerin, halkların tutundukları söylemler ve eksenler değişime uğruyor. Yenilenmek ve dönüşmekten kaçış yok. Peki, 21. yüzyılda uluslararası ilişkiler ve diplomasi hangi yeni eksenler üzerinde yol alacak? Türkiye’yi yeni dünya düzeninde bekleyen fırsatlar neler? Türkiye’nin AB üyeliği hedefi Çin ve Hindistan için neden önemli? Türkiye’nin Avrupa ekseni ve üyelik için eylem planı ne olmalı? Kamuoyu AB hakkında ne düşünüyor? Sağlıklı bir Türkiye algısı ve dünya çapında kabul gören bir Türkiye markası yaratılabilir mi? Lobicilik ve futbol, uluslararası diplomaside nasıl etkili birer iletişim aracı olabilir?

Uluslararası ilişkilerin deneyimli isimlerinden TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü, TEMA Brüksel Kurucu Başkanı ve JCI Europe Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Bahadır Kaleağası, her başlığında yepyeni perspektifler sunan kitabı ‘G20 Gezegeni’nde tüm bu soruların yanıtını ararken yeni dünya düzeninde Türkiye için fırsatları tek tek masaya yatırıyor.

Peki nedir bu G20 Gezegeni, üzerinde kimler yaşar? Aslında sorunun yanıtını Londra’da 2009’da düzenlenen ve ‘yeni bir kapitalizm için küresel anlaşma’ hedefine imza atan G20 Zirvesi’nde aramak gerekiyor. Uluslararası ticaretin yüzde 80’ini, dünya ekonomisinin yüzde 90’ını meydana getiren 20 gelişmiş ülkenin katıldığı zirveden söz ediyoruz. İçlerinde AB, ABD, Hindistan, Çin, Brezilya da var, Müslüman dünyadan zıt siyasi kutupları oluşturan S.Arabistan ve Türkiye de.

G20 aslında geleceğin senaryolarının bugünden oluşturulduğu, yeni küresel düzeni şekillendiren bir platform Kaleağası’nın da değindiği üzere. Türkiye adımlarını doğru atarsa, bu platformun yükselen yıldızı olmaya aday ülke.

“Yeni küresel düzende ülkeler finanstan sağlığa, ekolojiden güvenliğe her alanda birbirine artık daha fazla bağımlı’’ diyor Bahadır Kaleağası. ‘’Asırlar önce veba diye dünyayı kırıp geçiren büyük bir salgın yaşandı şimdi ise insanlık finansal virüsler, o da yetmezse terörist virüslerle boğuşuyor’ diye ekliyor. İşte tam da bu nedenle küresel sorunlara küresel yanıtlar vermek gerekiyor.

Verilecek o küresel yanıtlardan biri de, Türkiye-AB macerasının mutlu sona ulaşmasıyla yakından ilişkili. “Türkiye’nin AB üyeliği için win-win (kazan –kazan) durumundan bahsedilir ancak bu aslında üçlü bir ‘kazan-kazan-kazan’ durumu yaratacak” diyor Kaleağası. “Çünkü AB üyesi bir Türkiye hem G20 hem de küresel düzen için çok önemli bir kazançtır.’’

Kitabında Türkiye’nin AB yolunda izlemesi gereken stratejiyi, bir iletişim uzmanı titizliğinde başlık başlık ele alıyor Kaleağası; ‘Halk desteği, değişim cüreti, yaratıcı bir AB takımı, çokseslilik ve ortak akıl’’. Kaleağası’nın belirttiği bir şey daha var. O da; geleceği tehdit olarak algılayan toplumların o geleceği eninde sonunda kaybedeceği gerçeği. “’Küresel değişimin karşısında muhafazakâr tavra sarılmak aslında toplumu ciddi biçimde zaman ve vizyon kaybına uğratıyor’’ diyen Kaleağası, bu nedenle ‘Küresel sorunlara küresel yanıtlar’’ formülünü kitapta da sıkça tekrarlıyor.

Sözün özü, AB ile bitmeyen tangomuz için ‘Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç’ demiyorsanız, çocuklarınızın, torunlarınızın nasıl bir dünyada soluk alacağına dair gelecek tahayyülü için deneyimli bir uzmandan ipuçlarına ihtiyacınız varsa ‘G20 Gezegeni’nin sayfalarında zevkle dolaşacaksınız