9 Mart 2008 Pazar

Bir gününüzü masal dünyasında geçirin…











İstanbul Oyuncak Müzesi’nde çocukluğa dönmek…




El Museo de Juegetes ofrece un monton de varided de los juegetes de distintos paises y de distintos siglos. El Museo fundado por un poeta, Sunay Akin, despues de varios viajes a varios paises, colectando materiales. Alli se puede ver jueguetes del siglos 18 y 19. Quieres pasar alli un dia y viajar al mundo de los cuentos?



İstanbul Oyuncak Müzesi’nin adını duyan var mı? Muhakkak vardır. Peki ya gidip, birkaç saatliğine de olsa çocukluğuna geri dönen ?

Bu hafta sonu o şanslı insanlardan biri de bendim. Uzun zamandır görmek istediğim yerlerden biriydi Oyuncak Müzesi… İstanbul’un ilk ve tek oyuncak müzesi…Hani çoğunlukla Avrupa ülkelerinde görürüz, çeşitli tematik müzeleri; çikolata müzesi, sanayi müzesi, bira müzesi ….İşte bizim de artık bir Oyuncak Müze’miz var …

Müzenin sahibi ve kurucusu şair Sunay Akın tam 11 yıl boyunca internet üzerinden ve gezdiği ülkelerden satın aldığı oyuncaklarla bu müzeyi kurmuş. İyi de etmiş, müzede 1800’lerin sonundan günümüze dek çok çeşitli ülkelerden yüzlerce oyuncağı bir arada bulmak mümkün.


18 ve 19. yüzyıllardan kalma Alman ve İngiliz minyatürler, bebek evleri, Kızılderili oyuncakları, Karagöz ve Hacivat… Oyuncakların tarihiyle birlikte kısa bir dünya tarihine de izliyorsunuz aslında. 1930’ların başında Nazi Almanya’sında yapılan savaş oyuncaklarının çocukları, İkinci Dünya Savaşı’na artık birer çocuk değil ama "asker" olarak nasıl hazırladığı, basit ve masum görünen bir oyuncak savaş tankının aslında militer bir ırk yetiştirmek için birtakım ellerde ne güzel malzeme olabileceğini görüyorsunuz.

Oyuncak Müzesi’ndeki oyuncaklar çeşitli odalara ayrılmış.. Eyüp Oyuncakları odasında İstanbul’un en eski oyuncakçılarının bulunduğu Eyüp semtinden çeşitli örnekler görebiliyorsunuz, Kızılderili Odası ise kovboy filmlerinin minik bir replikası gibi, Tren Odası’nda oyuncaklar gerçek bir tren kompartımanında sergileniyor. Uzay Odası’nda ise insanoğlunun Ay’a ilk ayak basışının ardından çıkan haberler ve dönemin oyuncakları yer alıyor.

Müze’nin en güzel sürprizi ise, Theo Dede… Hollanda’dan Türkiye’ye gelmiş bu ak saçlı, şirin dede müzenin bahçesinde yer alan Çikolata Evi’nde çocuklara oyuncak boyamayı öğretiyor. Theo Dede aynı zamanda Nesin Vakfı’nda gönüllü çalışıyor. Pazar günleri ise Oyuncak Müzesi’nde kendi yaptığı tahta oyuncakları çocuklarla birlikte boyuyor. Bu sevimli, bilge dede ile tanışmak ve kırık Türkçesiyle sohbet edişini dinlemek bile gününüzü güzel geçirmenize yeter…

Hiç yorum yok: