4 Eylül 2007 Salı

Paris'te 5 Türk Ressamı...


Cumhuriyet'in sanat öncüleri

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=128320

ÖZGÜR DURGUN (Arşivi)İSTANBUL -
Şeref Akdik, Cevat Dereli, Muhittin Sebati, Mahmut Cuda, Refik Epikman... Çağdaş Türk resminin temel taşlarını oluşturan bu isimler aynı zamanda Cumhuriyet'in ilk ressamları sayılıyor. Beş ünlü ressam, Cumhuriyet'in birinci kuruluş yılı nedeniyle, sanat alanında kadrolar yetiştirmek üzere harekete geçen devletin bursuyla gemiye binip Marsilya'ya oradan da maceralı bir yolculukla Paris'e gönderilen ilk sanatçı grubu içinde yer alıp, genç Cumhuriyet'in birinci kuşak ressamları olarak anıldılar. Osmanlı gençleri olarak yetişen, işgal güçlerinin İstanbul'a uzanan çizme sesleri altında resim eğitimi gören ve Cumhuriyet'in ilanıyla özgürleşmiş bir toplumda sanatın öncüleri olarak resim kariyerlerini yurtdışında sürdürme şansı verilen bu grubun Avrupa macerası, beş ressamdan yaklaşık 60 yapıt eşliğinde, 'Cumhuriyet'in İlk Ressamları' sergisiyle karşımızda. 1924'te uygulamaya geçirilen ve 1960'lara dek sürdürülen ve Avrupa'ya genç öğrencilerin gönderilmesini sağlayan devlet bursu uygulaması, yalnız sanat alanında değil; fen bilimlerinden felsefe, sosyoloji coğrafya gibi sosyal bilimlere ve spora pek çok alanda Cumhuriyet'in entelektüel kadrolarını yarattı. Sergiyi hazırlayan sanat tarihçisi Dr. Kıymet Giray Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren yaklaşık 40 yıllık sürece damgasını vuran bu duyarlı yaklaşımın, devletin sanat politikalarına da yansıdığının altını çiziyor. Bu anlamda sergi, 1924-1928 dönemi Türkiye'sinin sanata yaklaşımını belgeleyen bir içerik taşıyor. Giray, serginin çıkış noktasını "Cumhuriyet'in ilk yıllarında sanata, özellikle de resim ve heykelin gelişimine sağlanan altyapıyı gündeme getirmek olarak" belirtiyor.
Paris'te beş Türk genci Sergi dolayısıyla, Giray tarafından kaleme alınan kitap ise, Paris sokaklarındaki genç ressamlarımızın karşılaştıkları farklı kültürel ortama ilişkin anılarla zenginleşiyor. Paris'te sürekli alışveriş ettikleri manavın Cevat Dereli'ye bir cüzdan armağan etmesini dostluk olarak algılamaları, manavın ise 'Siz Fransız parasını ikiye katlayıp cebinize koyarak hırpalıyorsunuz, onu korumak için size cüzdan almak zorunda kaldım' şeklindeki yanıtı üzerine yaşadıkları şaşkınlık bu ilginç ve kişisel anılardan sadece biri. Kitap, bu kişisel hikayeler ve belgelerle birlikte ilk kuşak Cumhuriyet sanatçılarının Avrupa serüvenine dair önemli bir kaynak niteliği kazanıyor. Sergiye ilişkin düşülmesi gereken zorunlu son not ise, en verimli çağında, henüz 30'lu yaşlarının başındayken yitirdiğimiz; bugün yapıtlarının pek çoğu dağılmış olan Muhittin Sebati gibi önemli bir resim yeteneğinin, sanatseverlerle bu sergi aracılığıyla buluşuyor olması.

Hiç yorum yok: